Ters nedensellik: tanım ve örnekler


X’in Y’ye neden olduğunu düşündüğünüzde ters nedensellik ortaya çıkar, oysa gerçekte Y aslında X’e neden olur.

Ters nedensellik

Bu, birçok insanın iki olguya bakıp hatalı bir şekilde birinin neden, diğerinin sonuç olduğunu varsaydığında yaptığı yaygın bir hatadır.

Örnek 1: Sigara içmek ve depresyon

Ters nedensellik konusunda yaygın bir yanılgı sigara içmeyi ve depresyonu içerir.

Gözlemsel bir çalışmada araştırmacılar, daha fazla sigara içen kişilerin daha fazla depresyona girme eğiliminde olduğunu gözlemleyebilir. Dolayısıyla safça sigara içmenin depresyona neden olduğunu varsayabilirler.

Bununla birlikte, araştırmacıların geri adım atması ve depresyonun aslında insanları sigara içmeye itmesi mümkündür çünkü bunu olumsuz duyguları hafifletmenin ve stresi atmanın bir yolu olarak görüyorlar.

Örnek 2: Gelir ve mutluluk

Ters nedensellik konusundaki bir diğer yaygın hata, bildirilen yıllık gelir ve mutluluk düzeyleriyle ilgilidir.

Gözlemsel bir çalışmada araştırmacılar, daha yüksek yıllık gelir elde eden kişilerin genel olarak hayatta daha mutlu olduklarını bildirdiklerini gözlemleyebilirler. Dolayısıyla, daha yüksek gelirin daha fazla mutluluğa yol açacağını varsayabilirler.

Ancak gerçekte, doğal olarak daha mutlu olan insanlar daha iyi çalışanlar olma ve dolayısıyla daha yüksek gelir elde etme eğiliminde olabilir. Yani araştırmacılar aslında ilişkiyi tersine çevirebilirler. Daha yüksek gelir daha fazla mutluluğa yol açmayabilir. Daha fazla mutluluk, daha yüksek gelirin nedeni olabilir.

Örnek 3: Uyuşturucu kullanımı ve zihinsel sağlık

Ters nedenselliğin bir başka örneği de uyuşturucu kullanımı ve zihinsel sağlıkla ilgilidir.

Gözlemsel bir çalışmada araştırmacılar, uyuşturucu kullanan kişilerin zihinsel sağlık düzeylerinin de daha düşük olabileceğini gözlemleyebilir. Araştırmacılar bu durumda safça uyuşturucu kullanımının zihinsel sağlığın azalmasına yol açtığını varsayabilir.

Gerçekte, doğal olarak daha düşük düzeyde refaha sahip olan kişilerin uyuşturucu kullanma olasılıkları daha yüksek olabilir; bu da uyuşturucu kullanımı ile zihinsel sağlık arasındaki gerçek ilişkinin tersine döndüğü anlamına gelebilir.

Nedenselliği yargılamak

Bir olgu arasındaki nedenselliği değerlendirmenin bir yolu, İngiliz istatistikçi Sir Austin Bradford Hill tarafından 1965’te önerilen ve iki değişken arasındaki nedensel ilişkinin kanıtını sağlamak üzere tasarlanan dokuz kriterden oluşan Bradford Hill kriterlerini kullanmaktır.

Dokuz kriter şunlardır:

1. Güçlülük: İki değişken arasındaki ilişki ne kadar büyükse nedensel olma olasılığı da o kadar yüksektir.

2. Tutarlılık: Farklı araştırmacıların farklı lokasyonlarda ve farklı örneklemlerde gözlemlediği tutarlı sonuçlar, bir ilişkinin nedensel olma ihtimalini artırır.

3. Spesifiklik: Belirli bir bölgede çok spesifik bir popülasyon ve başka olası bir açıklaması olmayan hastalık varsa nedensellik muhtemeldir.

4. Zamansallık: Etkinin nedenden sonra ortaya çıkması gerekir.

5. Biyolojik gradyan: Daha fazla maruz kalma genellikle etkinin daha fazla görülmesine yol açmalıdır.

6. Olasılık: Sebep ve sonuç arasında makul bir mekanizma faydalıdır.

7. Tutarlılık: Epidemiyolojik ve laboratuvar sonuçları arasındaki tutarlılık, etki olasılığını artırır.

8. Deney: Deneysel kanıtlar, diğer değişkenler deneyler sırasında kontrol edilebildiğinden ilişkinin nedensel olma şansını artırır.

9. Analoji: Gözlemlenen ilişki ile diğer herhangi bir ilişki arasında analojiler veya benzerlikler kullanmak, nedensel bir ilişkinin var olma şansını artırabilir.

Bu dokuz kriteri kullanarak iki değişken arasındaki neden-sonuç ilişkisini doğru şekilde tespit edebilme şansınızı artırabilirsiniz.

Yorum ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir